Süleyman Çelebi, XV. asrın meşhur mevlit yazarlarındandır. Süleymân Çelebi; iyi bir dinî eğitim ve öğrenim görmüş, bir süre Sultan Bayezid’in Divân-ı Hümâyun imamlığı görevini yapmış, daha sonra 802/1400’de yapılan Bursa Ulu Camiî baş imamlığına getirilmiş ve hayatının sonuna kadar da bu vazifede kalmıştır.
Süleymân Çelebi, eserini 812/1409’da tamamlamış ve adını Vesîletü’n-Necât koymuştur. Eserin duyularak, hissedilerek sade ve manzum bir dille yazılması, dinî-tasavvufî bir vecdin heyecanını vermesi, özel bir makamla camilerde ve evlerde okunması, halk ve münevverler arasında bunun sanki gökten inmişçesine kabul görmesi sebebiyle büyük bir şöhret kazanmasını sağlamıştır.
Bilindiği gibi, Vesiletü’n-Necat, mesnevî nazım şekliyle yazılmış bir mevlit türüdür. Bu sebeple, mısra ahengi itibariyle de son derece başarılıdır. Çünkü Çelebi, büyük bir sanatkârdır. Bölümlerin ve kitabın bütünlüğüne önem verdiği kadar, her mısraın ayrı ayrı güzel ve mükemmel olmasını, kolay anlaşılması için de sehl-i mümteni sanatını ustalıkla kullanmasını bilmiştir. Bu cümleden olarak Mevlit; tevhit, ilâhî, münacat, naat, velâdet, miraç, hilat, hicret, nasihat, vefat, istimdat (dua), hatime vb’leri olan “Dini- Tasavvufî Türk Edebiyatı edebî tür”üdür. Eser, bölümleri itibariyle 732 beyitten oluşmakta ve Türk edebiyatı bünyesinde benzeri olmayan bir hususiyet arz etmektedir. Süleyman Çelebi bu eserini her ne kadar klasik Divân edebiyatı nazım şekliyle yazmışsa da; eser Divân edebiyatı bilim dalına ait olmayıp, tamamıyla Dînî-Tasavvufî Türk edebiyatı bilim dalına ait bir türdür.
Kaynak: Türk Halk Şiiri, T.C. Anadolu Üniversitesi Yayını No: 2382, Açıköğretim Fakültesi Yayını No: 1379, 2011.