Hoca bir gün boş bir bostana dalar; Yolar, temizler, bostanda ne varsa. Marullar, patlıcanlar, salatalar; Doldurur bir çuvala tıka basa. Tam yükü yükleneceği sırada Çam yarması bir adam peyda olur.
— "Herif! der, ne arıyorsun burada?" Hoca bir düşünür, cevabı bulur; Der ki :
— "Dün bir rüzgâr çıkmıştı hani, işte odur atan buraya beni."
— "Demek seni buraya atan, rüzgâr. Peki, ya bu patlıcanlar, marullar? Onları da hep rüzgâr mı kopardı?"
— "Evet! Biraz fazlaca esiyordu; Beni öteye beriye savurdu; Neye uğradığımı bilemedim; Bari şunlara tutunayım, dedim; Neye tutundumsa elimde kaldı." Bunun üzerine bostancı kızar:
— "Peki, çuvala koyan da mı rüzgâr? Söyle, kim doldurdu çuvala bunu?" Hoca tatlı tatlı kaşır burnunu: Sonra döner, der ki:
— "İlahi oğlum, işte ben de onu düşünüyordum."